Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Emekli ikramiyeleri 2-5 Nisan’da hesaplarda
Cumhurbaşkanı Erdoğan yoğun programlarını Erzurum ve İstanbul’da sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın Emekçileri İftar Programı’nda konuştu.
Erdoğan, Gazze’de insanlık adına utanç verici günlere şahitlik ettiklerini söyledi.
Emeklilere müjdeyi verdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilerin Ramazan Bayramı ikramiyesinin ödeneceği tarihi de açıkladı.
“İkramiyeler 2-5 Nisan tarihlerinde hesaplarda”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emeklilerin Ramazan Bayramı ikramiyesi 2-5 Nisan tarihleri arasında hesaplara yatacak” dedi.
“Emeklimize tek seferlik 5’er bin liralık ödeme gerçekleştirdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan emeklilere yönelik açıklamasında şunları söyledi:
Aynı şekilde katlanarak artan emekli sayımıza rağmen emeklilerimizin ücretlerinde de çok önemli iyileştirmeler yaptık. Daha önce olmayan bayram ikramiyesi, bu uygulamayı getirerek emeklilerimize bayram sevinci yaşattık. Geçen sene emeklilerimizden gelen talepler doğrultusunda her bir emeklimize tek seferlik 5’er bin liralık ödeme gerçekleştirdik. Bu yıl emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de yüzde 50 artışa gittik. Ramazan Bayramı ikramiyelerini inşallah 2 ila 5 Nisan tarihleri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırmış olacağız.
“Filistin topraklarında kelimelerin kifayetsiz kaldığı büyük bir insani dram yaşanıyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Çatışmaların insani trajedilerin, krizlerin kol gezdiği sancılı bir dönemde bu mübarek günleri idrak ediyoruz. Bizler, sevdiklerimizle, ailelerimizle, yakınlarımızla işte bugün burada olduğu gibi yol arkadaşımız olarak gördüğümüz çalışanlarımızla iftar sevincini paylaşabiliyoruz. Ancak şu an Gazze’de ve işgal edilmiş Filistin topraklarında kelimelerin kifayetsiz kaldığı büyük bir insani dram yaşanıyor. Bir kap sıcak yemeği, bir bardak temiz suyu dahi bulmanın lüks olduğu son derece acı verici, insanlık adına utanç verici günlere şahitlik ediyoruz.
“Türk milleti dara düşenlerin imdadına koşmayı sürdürecek”
Yemen, Suriye, Sudan, Türkistan, Afganistan başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde de kardeşlerimiz bu mübarek günlerde gerçekten ağır imtihanlardan geçiyor. Adalete, barışa, dayanışmaya, mazlumlar için yardımlaşma seferberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Rabbim Gazze’deki mazlumlarla birlikte, zulüm ve eziyet gören tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Ramazanın gelmesiyle birlikte milletimizin Gazze’ye ve diğer mazlum coğrafyalara yardımlarını artırdığını görmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye ve Türk milleti olarak asırlar boyunca yaptığımız gibi başı dara düşenlerin imdadına koşmayı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyorum.
“Çalışma hayatına İETT’de işçi olarak başlamış bir kardeşinizim”
Çalışma hayatına henüz çok genç yaşlarında İETT’de işçi olarak başlamış bir kardeşinizim. Evinin geçimini, ailesinin iaşesini, kendi ihtiyaçlarını karşılamak için ter döken bir emekçinin nasıl kutlu bir mücadele verdiğini çok iyi biliyorum. Aynı şekilde çalışmak kadar emeğinin karşılığını hakkıyla almanın da öneminin hepimiz şuurundayız. İşçinin ücretini teri kurumadan önce ödeyiniz buyuran bir inancın mensupları olarak zaten başka türlü hareket etmemiz beklenemez. İzinden gittiğimiz atalarımız da işçinin hakkının verilmesi hususunda hep itinayla davranmışlardır.
“1792 yılında Çadır Çeşmesi yaptırılmıştır”
Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii’nin inşaatında çalışan işçilerin ücretinin günlük olarak verilmesini emretmiş, bunun için inşaatın ortasına bir hesap çadırı kurdurmuştu. Camii inşaatının tamamlanmasından sonra bu güzel hatırayı yaşatmak adına 1792 yılında Çadır Çeşmesi yaptırılmıştır. Hesap çeşmesi veya daha bilinen ismiyle Süleymaniye Meydan Çeşmesi, işte bu hassasiyetin günümüze kadar uzanan simgelerinden biridir.
“Emek ve Dayanışma Günü’nü resmi tatil ilan ederek işçilerimizle dayanışmamızı gösterdik”
Sultan 2. Beyazıt’ın belediye kanununda da işçilerin ücretinin günlerin uzunluğu farklı olduğu için yaza ve kışa göre ayrı ödenmesi hükmü vardır. Tarihimize ve köklü geleneğimize baktığımızda işçi haklarıyla ilgili bu tarz pek çok iyi ve örnek uygulamaya rastlamak mümkündür. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren biz de görev aldığımız her yerde çalışanların haklarının teslimi için çaba harcadık. Biliyorsunuz ülkemizde 1 Mayıs tarihi uzun yıllar gerginliğin, çatışmanın ve 1977 yılındaki menfur olayın sembolü olarak anıldı. Bu tarihi 2008 yılında resmen Emek ve Dayanışma Günü, 2009 yılından itibaren de resmi tatil ilan ederek işçilerimizle dayanışmamızı gösterdik.
“Asgari ücret desteğini 700 liraya çıkararak ödemeyi sürdürüyoruz”
Enflasyona karşı çalışanlarımızı ezdirmeme bir diğer prensibimizdi. Özellikle son yıllarda üst üste yaşadığımız salgından bölgesel savaşlara, küresel ekonomik krizden 6 Şubat depremlerine rağmen bu duruşumuzdan taviz vermedik. 2024 yılında da bu hassasiyetimizi muhafaza ediyoruz. Bölgesel krizlerin ve istikrarsızlıkların yol açtığı mali yükü en az şekilde insanımıza yansıtmanın derdindeyiz. Bu anlayışla bir sosyal koruma ücreti olan ve çalışma hayatındaki ücret politikalarının en alt sınırını temsil eden asgari ücret, 17 bin liraya çıktı. Böylece asgari ücrette bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 100 oranında artış oldu. Asgari ücret desteğini 700 liraya çıkararak ödemeyi sürdürüyoruz. Memurlarımızın aylıklarında ise 2024 yılı ocak ayında enflasyon farkıyla birlikte yüzde 50’ye yakın bir artış sağladık. Bu rakamlarla en düşük memur maaşı 2002 yılına göre reel olarak yüzde 300 oranında, nominal olarak ise 84 kat artış gösterdi.
“Tüm toplum kesimlerinde daha kalıcı refah artışı sağlayacağız”
Devletimizin deprem bölgesi ile ilgili yükümlülükleri azaldıkça, artan kaynağı emeklilerimizi ve çalışanlarımız başta olmak üzere milletimizin istifadesine sunmaya devam edeceğiz. Bunun yanında enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek tüm toplum kesimlerinde daha kalıcı refah artışı sağlayacağız. Emeğin karşılığı kadar önemli bir diğer konu, emeğin müdafaasıdır.